Anti-aging Ve Bitkiler 2

konuma geçen hafta kaldığım yerden devam ediyorum. Kadın ve ya erkak fark etmez bize gençliğimizi devam ettirmemizi sağlayan diğer önemli konu da kemiklerimizdir.Genelde elli yaşın üstünde görülen kemiklerin incelmesi ve zayıflaması ile karekterize olan osteoporosis oldukça önemli bir konudur.Sigara,alkol,doymuş yağlar ,soda ve kafeinden zengin diyetler yeni kemik oluşumu için gerekli olan kalsiyum ve magnezyumun vucuttan atılmasını sağlayabilir.Güçlü kemikler için,düşük yağlı süt ürünleri,soyalı yiyecekler meyve ve sebzeden zengin bir diyet işimize yarayacaktır. Yapılan son araştırmalarda,soyada bulunan östrojen benzeri maddelerin (isoflavonlar) kemik yapıcı kalsiyumu korumaya ve kemik kaybını azaltmaya yardım edebildiğini ortaya koymuştur.Yine üzüm çekirdeği ve yeşil çay da,kemikte ki önemli bir madde olan kolojeni korumaya yardım eden flavonidler içerir.Keten tohumunda bulunan omega -3 yağ asitleri ise kalsiyumu korumaya yardım ederek güçlü kemiklere sahip olmamızı sağlar.
Seksüel Canlandırıcılar
Uzmanlar güçlü ve sağlıklı bir vucudu korumanın en iyi yollarından birinin tatmin edici seks hayatı olduğunu savunuyorlar.Sigara ,alkol,kötü beslenme,egzersiz eksikliği,hastalığa bağlı bitkinlik,ağrıyan bir vucut aktif bir seks hayatı için destekleyici değildir.birazdan örnekleyeceğim bitkilerin hem tehlikeli yan etkileri yoktur hemde seks fonksiyonlarını restore etmekte işe yarar.
Avena Sativa; yabani yulaftan elde edilir,hem erkeklerde hem kadınlarda libidoyu arttırır.
Ginkgo Biloba ; Bu konuda çok ünlü olan bir ilaca benzer şekilde hem erkekte hem kadında jenital bölgelere sirkilasyonu geliştirirve erkeklerde yapılan çalışmalarda seksüel performansı arttırdığı gösterilmiştir. Sonuç verme süresi ilaçlara göre biraz uzundur,(Bir kaç hafta sonra sonuçları ortaya çıkar) ancak tehlikeli yan etkileri yoktur.

Bu yazıyı yazarken yararlandığım kaynaklar:sikora,R."Ginkgo biloba extract in the traphy of erectile dysfunction."Journal of uroloji 141:141-188a,1989
Mindell,Earl.Earl Mindell's herb Bible,Newyork,1992
Peterson,Nicola.Culpeper guide:Herbs and Health.London:webb&Bower,1989
Herbalgram:American botonical council tarafından yayınlanan bülten

Soğuk Algınlığı, Nezle ve Grip İçin Bitkisel Destek

Yüzyıllardır Afrikanın Zulu kabilesince kullanılan Pelargonıum sidoides bitkisininden elde edilen ve başta Almanya olmak üzere Avrupa'da da kullanılan bitkisel damla bir süredir eczanelerimizde satılıyor. İlaç, diğer soğuk algınlığı ilaçlarından farklı olarak bağışıklık sistemini güçlendirerek ve virüslere karşı hücreleri koruyucu etki göstererek hastalığı başlangıç evresinde durduruyor. Üst solunum yolu ve akciğerde enfeksiyona sebeb olan virüsleri öldürüyor.Damla formunda olması ve sıvılarla içilebilme özelliğiyle, ilaç kullanım kolaylığı sağlıyor. Nezle,grip,soğuk algınlığı,bronşit,sinüzit,anjin ve rinofarenjitte etkili.Bu bitkisel desteği çoğu kişi sanırım biliyor ama bilmeyenler için bende bir hatırlatayım dedim. Meraklısına bu desteğin işleyişiyle ilgili burada bir video gösterisi de var.
Nezle ,grip ve soğuk algınlığının diğer bir ilacının da tavuk suyu çorbası olduğunu unutmayın lütfen, şaka gibi gelsede gerçekten son yıllarda üzerinde çalışma yapılmış ve etkisi kabul edilmiştir.
Sağlıklı bir kış geçirmeniz dileğiyle.

ÖĞRETMENLERİM

bu gün benim ve hepimiz için yine özel günlerden biri öğretmenler günü.Öncelikle Başöğretmenimiz Atatürk'ü saygıla anıyorum. Benim yetişmemde katkısı bulunan ve üzerimde emekleri olan,ilkokul öğretmenlerim ki beş tanedir(her sene bir öğretmen değiştirmek zorunda kalmıştım),orta okul,lise öğretmenlerimin hepsinin ellerinden öpüyorum ve onlara teşekkürlerimi sunuyoryum.Ayrıca çok sevdiğim mesleğimi öğrenmemde bana yardım eden C.B.Ü.'den sayın hocalarım Yrd.Doç,Ö.Aslan kalafatçılar,Yrd.Doç.Çiğdem Kaya,ve kimya derslerinde yardımını asla esirgemeyen ve öğretmekten sıkılmayan hocan Ayşen Hanıma sevgi ve hürmetlerimi yolluyor ve çok teşekkürler ediyorum. (ünvanları değişmiş olabilir,bunun için özür dilerim.)
Öğretmen olan Halam Kamuran Güneş ve eniştem Asım Güneş 'in Ve çok sevdiğim Nalan ablamın öğretmenler gününü kutluyor ve ellerinden öpüyorum.

Anti-Aging Ve Bitkiler

İşlerimin yoğunluğu dolayısıyla bayağıdır uğrayamadım bloguma ama işte geldim, daha evvel bahsini açtığım anti-aging bitkilerine devam etmek istiyorum,gelen maillerde bu konu hep soruluyor.Bu gün tek bir konuyu değil kısa kısa konunun tüm bölümlerini anlatmaya çalışacağım.
Önceki yazımda,mental zayıflamaya karşı olan bitkilerden bahsetmiştim.Bu günde sağlıklı kalp fonksiyonları için ne gibi destekler kullanabiliriz,bu konuda bitkilerden nasıl yararlanırız onları inceleyelim.
Uzmanlar, istisnalar haricinde kalp hastalıklarının genel olarak yaşam tarzından kaynaklandığını düşünmektedirler. Stres,sigara,doymuş yağların bol kullanıldığı diyetler ve egzersiz yokluğu genel sebebler arasındadır.Kalp hastalığı ile ilgili ne yazık ki sihirli reçeteler yoktur,ancak bu hastalıktan kaçınmak istiyorsanız işe önce yaşam tarzınızı değiştirmekle başlamalısınız. Kalbimizin sağlıklı kalması için bize yardımcı olacak bazı bitkilerde mevcuttur.Bitkilerin yanı sıra E vitamininin ve folik asit kullanımınında yararlı olduğunu söylüyor uzmanlar.
Alıç: Kalp yaşlanmayla beraber dereceli olarak pompalama aksiyonunun bir kısmını kaybeder,bunun sonucu etkili kan dolaşımı yapılamamasıdır. Alıç kalbin bu pompalama fonksiyonunu destekleyen bir kardiyotoniktir.Almanya'da, digitalis ilaçlarına ihtiyacı olmayan fakat hafif bir destek gereksinimi olan hastalara rutin olarak reçete edildiğini duymuştum.
Bu bitki kalbe kan akışını geliştirir ve tansiyonu düşürür.

Yeşil Çay: C ve E vitaminlerinden bile daha güçlü antioksidanlar olanpolifenoller içerir.Değişik çalışmalar göstermiştirki çay kullanan insanlar,kullanmayanlara göre daha az kalp hastalığı geçiriyorlar. Yeşil çayda ki polifenollerin LDL kolestrolün oksidasyonunu önlediği düşünülmektedir.Ayrıca günde 4 bardak yeşil çay içmek bizi kansere karşı da koruyor.Bu konu da bilimsel olarak ispatlanmıştır.

Üzüm Çekirdeği :Son günlerde çok popüler olan üzüm çekirdeğinin ünü haksız değildir. Etkili antioksidanlardan olan bioflavonaidler içerir.LDL'yi oksidasyondan korur ve damarlarda plak oluşumunu engeller. Kılcal damarları güçlendirmek için C vitamini ile sinerjik olarak çalışır.Flavonoidler, doğal anti-iltahapsalardır,arterlerin sertleşmesine yol açabilecek damarlardaki iltihaplanmayı da önlemeye yardım eder.Üzüm çekirdeği değişik formlarda piyasada bulunmaktadır,ancak üzüm çekirdeği kullananlar üzüm yemeyi kesmesinler üzüm kabuğunda da kalbimiz için yararlı özel bileşikler bulunmaktadır.

Keten Tohumu: Çok iyi bir omega 3 kaynağıdır,total kolestrolü düşürür,trigliseriti azaltır,ve damar tıkanıklıklarını önler ,yükseldiğinde kalp hastalığı ve felç riskini arttıran protein homosistein kan düzeylerini düşürür. Kanserin bazı türleri içinde koruyu olarak iş görür.(Bu konuya daha sonra değineceğim.)

Zerdeçal: köride de bulunan ve ona sarı rengi veren bitkidir. Karaciğerin safra üretimini stimüle ederek fazla kolestrolü tüketir ve kolestrol düzeylerini düşürür.Doğal bir kan incelticidir ve kalp krizlerine neden olabilen pıhtıların oluşumunu önler.Yemeklerinizde rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Tip II Diyabeti Ve Ensülin Direnci

Diyabet, kanın yiyeceklerde bulunan karbonhidratları, şekeri, ve nişastayı kullanma yetersizliği ile karakterize olan biyokimyasal bozukluklar grubunu ifade eder.Vucut tarafından yavaş parçalanan yiyecekler bu hastalık riskini azaltmaya yardım eder .(Mercimek,soya fasulyesi ,baklagiller ) Ayrıca son yıllarda yapılan başka bir çalışma ,sodayı fazla miktarda tüketen kadınların ensülin direnci geliştirmeye yatkın olduğunu göstermiştir.
Yine, Hollanda'da yapılan bir çalışma balık yiyenlerin yemeyenlere göre,hafif diyabet hastalığı geliştirme riskinin azaldığını göstermiştir.Balıkta bulunan omega 3 yağ asitleri keten tohumu yağında da bol miktarda bulunur.
Köri, kan şekerini kontrol etmeye yardım eden bir mineral olan krom açısından zengin bir baharat karışımıdır.
Sarımsakla ilgili yapılan çalışmalarda ise kan şekeri düzeyini düşürmeye yardım ettiği belirlenmiştir.

Sağlıklı gözler ve güçlü görüş
Belli yaşlardaki insanlarda yaygın iki çeşit görme problemi bulunur,Katarakt ve maküler dejenerasyon.
sağlıklı göz ve görüş gücünü korumak için sebze ve meyvelerde bulunan C ve E vitaminleri bize yardım eder.Yağlı bir diyet arterlerin tıkanmasına yol açarak göze giden kan akışını zayıflatır ve maküler dejenerasyona sebeb olabilir.
Kadife Çiçeği,lutein açısından zengindir. Lutein görüşü korumak için hazırlanan bir çok bitkisel formülde kullanılır.Yapılan çalışmalar lutein ve zeathanthin açısından zengin yiyecekler tüketen kişilerde maküler dejenerasyon riskinin düştüğünü gösterir.Lutein ve zeathanthin karotenoid ailesindendir,sarı renkli meyve ve sebzelerde bulunur(Bal kabağı gibi)
Yaban mersini, gözlere mikrosirkülasyonu korumak için yardım eden Antosiyanidler içerir.Antosiyanidler, gözün ışığa alışmasına yardım eden retinal pigmenti yeniden canlandırmaya yardım edebilir.

Bu günlük benden bu kadar umarım bu bilgiler işinize yarar, bu konuya güçlü kemikler ve seksüel canlandırıcılar ile devam edeceğim.

Hepinize sağlıklı günler dilerim.

AROMATİK YAĞLAR HAKKINDA GENEL BİLGİ

Aromatik veya uçucu yağ,bitkilerde bulunan kokulu ve kolayca gaz haline gelebilen bileşiklerdir.Aromatik yağların bitkilerin yaşam gücünü içerdiğini söyleyebiliriz. Kimyasal olarak,alkol, aldehid,keton,fenol,terpenes,sesqiterpenes,eter ve ester'den oluşurlar. Bitkiler bu uçucu yağları büyüme ve üreme,kendini istilacı bakteri ve virüslerden koruma vb faaliyetler için üretirler.Uçucu yağlar bitkinin pek çok bölümünden sağlanabilir. Çiçeklerden üretilen yağlar genellikle vucutta sakinleştirici, uyuşturucu ve gevşetici etki gösterirler. Reçine, ağaç, ağaç kabuğu ve sızıntılar vucutta akışkan bir şekilde aktif olarak hareket eden kızıştırıcı etki gösterirler. Yapraklar, Şifa verici ve yatıştırıcı özelliklere sahiptir.Kökler,bitkinin toprak özelliklerini içerir ve çok sağlamlaştırıcı etki gösterebilirler.Uçucu yağlar genellikle,buhar damıtımı, soğuk pres, Karbondioksit hyperbarik yöntemi, solvent extraction yöntemiyle çıkartılır.
Yağları satın alırken çıkarılma yöntemini bilmek önem taşır , örn. Sovent extraction yöntemiyle çıkarılan yağlar dahili olarak hiç bir zaman kullanılmaz.Benim favorilerim buhar damıtma ve soğuk prestir. Buhar damıtmada daha fazla koku ve faydalı molekül elde edilir,yıllar geçtikçe daha kokulu hale gelirler ve raf ömürleri bazen sınırsız olabilir.Soğuk pres yağlar ise 2 yıl kadar dayanabilir.
Uçucu yağlar ışığa duyarlıdır bunun için sıkıca kapanmış siyah veya koyu kahverengi şişelerde saklanmalı çok sıcak veya çok soğuğa maruz bırakılmamalıdır.Uçucu yağlar bir kağıda damlattığınızda bir süre sonra buharlaşır hiç leke bırakmaz veya nadir olarak çok hafif bir iz bırakabilir.İlk başta ellediğinizde yağlı gibi görünsede kısa zamanda bu his kaybolur.
Yağınız ne kadar saf ise o kadar çok şifalı(etken )madeyi bünyesinde barındırıyor demektir. Birkaç uçucu yağ haricindeki (çay ağacı yağı) yağlar kesinlikle uygun bir baz yağla karıştırılıp seyreltilmeden kullanılmamalıdır. Bazı yağlar alerjik olabilir (Papatya), alerji testi yapıp öyle kullanmak gerekir .
Benim yağ tercihimi soracak olursanız ben genellikle Defne essencıa markasının yağlarını kullanıyorum.Eğer sitesini incelerseniz sizde tatmin edici bilgilere ulaşabilirsiniz.
Daha sonra aromatik yağların vucudumuzda nasıl etki gösterdiğini ve hangi yağları nerde kullanabiliriz gibi konularda bilgi vereceğim.
Herkese sağlıklı günler dilerim.

Saç Bakımı

Saçlarımız,özen gösterdiğimiz değer verdiğimiz, peki onları yeterince iyi tanıyormuyuz ?Pek çok kişi saçı her kapriste değiştirilmesi gereken bir aksesuar olarak görürken,bazılarıda onu her türlü değişiklik baskılarına karşı korunması gereken bir dost gibi görür.Saçlarımız genellikle ruh halimizi yansıtır.Ruhsal durumumuzdaki değişiklikler, yaşamımızdaki değişiklikler,saçlarımıza kesinlikle yansır,ya modeliyle yada şekliyle oynarız.Bunun sonucunda da genellikle kırık,mat ve sağlıksız saçlara kavuşuruz.Saçımızı nasıl sağlıklı tutacağımızı öğrenmek için önce saçımızı tanımamız gerektiğine inanıyorum. Bu şekilde saçımızın nasıl beslendiğini veya nasıl bozulduğunu daha iyi anlayabiliriz.İlk önce Trikolojiden başlayalım.Trikoloji saç bilimi demektir,saç ve saçlı deri hastalıklarının fiziki, duygusal ve çevresel nedenlerini inceler.İsim Yunanca "saç " anlamına gelen tricos kelimesinden türetilmiştir.
Saçlarımızın %97'si protein ve %3'ü nemden oluşur.Büyük kısmı oluşturan protein keratindir.Her saç son derece kuvvetli ve esnek bir liftir.bununla beraber yapılan tüm hatalı uygulamalarla kolayca bozulabilen karmaşık bir yapıya sahiptir. İyi durumdayken bir saç teli oldukça esnektir ve normal boyunun %30'u kadar esner ve tekrar eski boyuna geri döner.Baş parmağınız ve işaret parmağınızla tuttuğunuz bir tutam saçınızı dikkatle gererek test edin,Saç tutamının üstündeki gerilimi kaldırın ve normal boyutuna geri dönüp dönmediğini görün.Eğer eski haline dönmüyor ve kırılıyorsa, saçın esnekliği zayıf demektir,bu da saçınızın kırılgan ve neme ihtiyaç duyduğunu gösterir.Saçlarımızda aramamız gereken diğer bir özellik ise onun su tutma kapasitesidir.Sağlıklı saç suda ağırlığının %50'si kadar sıvı emme yeteneğine sahiptir ve bir saç demeti normal çapının %120'si kadar şişebilir.Saç hasar gördüğünde koruyucu tabaka olan kütikül bölümünden katmanlar kaybeder ve aşırı gözenekli bir hal alır.Gözenekliliği test etmek için bir miktar saçınızı parmaklarınız arasında tutarak uçlarından geriye doğru ovun, eğer saçınız kaba bir görünüm alıyorsa bu kütikülün saç lifinden ayrı durduğunu ve ovulunca yıprandığını gösterir.Diğer bir test ise şöyledir: başımızın üstünden ,arkasından ve iki yanından alınan saç telleri bir kabın içinde ki suya atılır,eğer 5 ila 10 saniyede batarlarsa saçlar aşırı gözenekli demektir.Bu tür saçlar çok kırılgandır.
Kütikül saçlarımızın zırhı gibidir, sağlıklıyken yarı şeffaf ve nemlidir ılıklı pırıltılar ve parlaklık yaratarak ışığı yansıtır. Zarar gördüklerinde ise pulların kenarları saç kılından ayrılır,artık ışığı yansıtmaz bunun yerine,donuk ve cansız bir görünüm vermek için ışığı emer.Uygun bakım,vitamin,nemlendirici vb. ile saçın zarar görmesine neden olacak hassas noktalar desteklenerek kütikül tamir edilebilir.
Saç yapısı oldukça uzun ve karışık bir konu saç ta sadece kütikül bulunmuyor, kabuk,öz kısımları var,bundan başka kökü yine önemli bir konu ve tabi ki sağlıklı saçlar için saç derisi de önem taşıyor ama tüm bunları anlatırsam konu bayağı bir uzayacak,bu kadar bir genel bir bilginin yeterli olacağı düşüncesindeyim. Onun için saç bakımı ile ilgili tariflere geçmek istiyorum.
Kağıtlarınızı kalemlerinizi hazırlayın lütfen ;

Yoğun Protein Maskesi
Bu maske kuru, kırılgan ve kaba görünümlü saç tipleri için uygundur.
! çorba kaşığı jelatin, 1 bardak saf su, 1 çay kaşığı doğal elma sirkesi ve yasemin,ada çayı, biberiye yağlarının her birinden 2 şer damla.
Jelatini su ile karıştırın ve hafifçe jelleşmesi için bırakın(fazla koyulaşmasın) elma sirkesi ve yağları ekleyin,yeni yıkanmış saça iyice yedirin 5 ila 10 dakika bekletip iyice durulayın.Bu maske haftada 1 kez uygulanır.
Kuru saçlar için vitamin ve mineral takviyesi;
1/2 olgun avakado,1 çay kaşığı buğday yağı,1 çay kaşığı jojoba yağı
Malzemelerin hepsini karıştırın şampuanlanmış saça ve deriye yedirerek uygulayın saçınızı bir bone ile sarın ve 15 ila 30 dakika bekletin iyice durulayın.

Nemlendirici Muz Maskesi;
1 küçük muz, 1 çorba kaşığı bal,1 çay kaşığı tatlı badem yağı
tüm malzemeleri ezerek karıştırın ve yukarıdaki tarifte olduğu gibi uygulayın.

Sağlıklı normal saçlar için bakım maskesi;
1/4 bardak aloe jeli,1/2 limon ,3,5 damla biberiye yağı
aloe jelini limon suyu ile karıştırın ve yağı ekleyin yeni yıkanmış saça uygulayın 3 ila 5 dakika bırakın ve iyice durulayın.

Onarıcı bakım;
bu ürün kütikül tabakasını kapatır,parlaklık,yumuşaklık sağlar saçlar kolay şekillenir.Özellikle yağlı saçlar için iyidir.
2 çorba kaşığı elma sirkesi(natürel),1 bardak saf su,eğer isterseniz beğendiğiniz bir aromatik yağdan 5 damla
malzemeleri karıştırın ve şampuanlamadan sonra saça uygulayın 5 dakika bekletip soğuk veya ılık su ile durulayın.

Hacim Verici Onarıcı Bakım;
Bu karışım oldukça etkili bir hacim vericidir ve yıpranmış saça kuvvet,parlaklık ve harika bir dolgunluk verir
2_4 çorba kaşığı ısırgan otu (kuru)
1 bardak saf su,5 damla lavanta yağı
ısırganı bir tencerede su ile kaynatın ve altını kısın örtülü olarak yarım saat tutun .ateşten alın soğuyunca süzün ve içine lavanta yağını ilave edin.Şampuandan sonra saça uygulayın ve durulamadan bırakın.Bu karışım saç dökülmelerine de iyi gelir.

Bu günlük bu kadar yeter sanırım,özel sorunlarınızı bana yazarsanız yine önerilerimi iletirim.

Sıvı Çamaşır Makinası Deterjanı

Malzeme listemiz şöyle;
10 litre su,
(1 litresi kaynamış sıcak su olacak)
2bardak sabun tozu
2 bardak Boraks
2 bardak çamaşır sodası
Yapılışı; sıcak su ile sabun tozunu bir kovada eritiyoruz daha sonra,boraks ve çamaşır sodası ekleyip iyice karıştırıyoruz ve üzerine 9 litre su ekliyoruz ve iyice karıştırıyoruz,en son olarak beğendiğimiz aromatik yağdan 20 ml ekliyoruz.her yıkamada 1/4 bardak kullanıyoruz.

Çamaşır makinesinin yumuşatıcı bölmesine elma sirkesi ve sevdiğimiz aromatik yağdan 4,5 damla koyalım. Sirke iyi bir çamaşır yumuşatıcısıdır,ayrıca çamaşırlarda kalan deterjan kalıntılarını da çok güzel temizler.
Çamaşırlarınızın güneşte kurumasını sağlarsanız daha beyaz olacaklardır.
Beyaz çamaşırlardaki grileşmeyi ortadan kaldırmak ve bembeyaz çamaşırlara sahip olmak istiyorsanız şunu deneyin;
1 çay kaşığı çivit'i 1 çay bardakğı ılık suda iyice karıştırarak eritiyoruz ve makinamızın yumuşatıcı gözüne döküyoruz.Sadece beyaz çamaşırlar,tüller ve perdelerde kullanın,çivitin iyice erimiş olmasına dikkat edin.(Çivit'i aktarlar da ve nalburlarda bulabilirsiniz)